DİĞER
"Bu gibi kitapları okurken ayrılıkları çarçabuk fark etmek ilk anda belki de içgüdüsel olarak insanın kapıldığı bir şey, oysa önemli olan benzerlikler. Kendimizi başkalarından ayrıldığımız noktalar üzerinden var etmekle benzerliği öne çıkararak var etmek arasında önemli bir fark var."
“Erkek egemenliğinin yapıları çok sağlamdır zaten, o yüzden feminist mücadele bu kadar zorludur. Öte yandan feminizmin yapabildiklerini görünce, surda gedik(ler) açmanın zevkine varabilirsiniz! İradenin iyimserliği bu değilse nedir?”
"Saramago, peşinen doğru kabul ettiğimiz bütün olguları titiz bir cerrah gibi parçalara ayırmayı ve sonra da onları bambaşka bir şekilde bir araya getirmeyi sever. Böylece bizlere her şeyin –hem de ilkine hiç benzemeyen– bir alternatifinin kurulabileceğini gösterir. Her olay, durum, vaka farklı bir şekilde cereyan edebilir. Onu her okuyuşumuzda buna iyimserlikle ikna oluruz."
“Kendileriyle yapılan görüşmeler, tanıklıklar aracılığıyla 'elit', 'seçkinci' olarak adlandırılan Cumhuriyet’in ilk kuşak eğitimli kadınlarını diğer kadınlarla ortak kılan özellikleri görüyoruz. Aslında onların da diğerleri gibi cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını, erkekler üzerinden tanımlandıklarını, erkekler dünyasında var olma mücadelesi verdiklerini...”
"Öykülerdeki kişilerin çoğu, hayli tanıdık gelebilecek bir dünyadan sesleniyor, hikâyelerini oradan anlatıyor görünseler de, bu tanıdık dünya içerisinde farklı olmayı, böyle algılanıp dışlanmayı göze almış kişiler. Bu 'dışlama/dışlanma' meselesinde kimin etkin, kimin edilgin olduğu o kadar da belirgin değil çoğu zaman."
“Dünya yüzünde şu anda yaşayan müzisyenlerin acaba kaçı erkek, kaçı kadındır? Bunu Türkiye için de sorabiliriz. Kadın bestecilerin ve kadın enstrüman çalıcılarının ne kadarını tanıyor, biliyor ve eserlerini takip edebiliyoruz?"
K24’ün Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Ayşe Buğra’ya ayrılmış bu özel vitrininde, 2021 PEN Duygu Asena ödülüne layık görülen Buğra’nın yazdığı, derlediği ve katkıda bulunduğu belli başlı eserler yer alıyor.
"Chick Corea ne kadar yenilikçi şeyler de yapsa bu yaptıklarının içinden müziğinin bir kısmında aynı zamanda Latin bir kültüre ait olduğunu, ya da o kültürden bir şeyleri yeni yaptığı müziğe taşıdığını hissedebiliyorsunuz. Müziğinde iki taraftan değişik yaşantılar ve üsluplar mı desek, incelikler, coşkular, kıymetler mi desek, hepsi birleşiyor, füzyona uğruyor."
“Bizler… çizilmiş sınırlarla, örülmüş duvarlarla ayrılanlar. Bizler… bilinmeyen bir dilde konuşabilenler, ana dilinde konuşamayanlar. Bizler… ismi doğunca değil, ölünce konulanlar. Bizler… 'şöyle böyle' olanlar, 'şöyle böyle' sevenler. Bizler… ibadetiyle değeri belirlenenler. Bizler… doğduğu yeri kader edinenler, teninin rengiyle yeri bildirilenler. Bizler… bedenleri nedeniyle yaşamı kısıtlananlar. Bizler, hiçbirimizin varlığı, bir diğerine gölge düşürmesin diye bir aradayız."
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2020 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2020’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği… Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. Sonuçta, 2020’nin kitaplı bir panoraması çıktı ortaya…
Birinci yaşını dolduran 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'ndan Nayat Karaköse, Neslihan Koyuncu ve Hrant Dink Vakfı Danışma Kurulu üyesi, akademisyen Ayşe Gül Altınay ile söyleştik...
“Bu kitapları okurken bir kadınlar dünyasına giriyorsunuz, daha doğrusu kadınların görünür şekilde var olduğu bir dünyaya giriyorsunuz, bu güzel bir şey, iyi bir şey; aynen bir müzik grubunda iki cinsten de yakın sayıda müzisyen olunduğunda, mesela dört kadın-üç erkek, beş kadın-altı erkek, kendinizi iyi hissetmeniz gibi…”
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık